Bitki Kütüphanesi

Latince: Salvia officinalis
İngilizce: Sage
Almanca: Sage



Adaçayı bitkisi hangi bölgelerde tavsiye edilir?


Bademcik iltihabı, farenjit, kronik farenjit ve diş eti iltihabında faydalı ve destekleyicidir.

Bademcik iltihabı, farenjit, kronik farenjit ve diş eti iltihabında faydalı ve destekleyicidir. Yıllardır bademcik iltihabından acı çekiyorum. Özellikle okul çağındaki çocuklar yüksek ateşle günlerce yatakta kalmakta ve bademcik iltihabı nedeniyle okuldan geri çekilmektedir. Bu durumlarda adaçayı içeren gargaralar gerçekten yardımcı olur. Adaçayı aynı zamanda bademcik iltihabı ve/veya boğaz iltihabının (farenjit) gelişmesine karşı da gerçek bir koruyucu ve önleyicidir.

Adaçayı gargarası, İlk birkaç gün günde birkaç kez kullandığınız ürün, kendinizi yeniden doğmuş gibi hissetmenizi sağlayacaktır. Bu gargarayı ilerleyen günlerde haftada birkaç kez tekrarlarsanız bademcik iltihabı ve boğaz enfeksiyonlarından kendinizi koruyacaksınız.

İlk Adaçayının Latince adı olan “salvia”, korumak, muhafaza etmek, muhafaza etmek anlamına gelir. Adaçayının içerdiği salvin, karnosik asit ve sirsiaritin antibiyotik özelliğe sahip etken maddelerdir. Salvin ve karnosik asit özellikle bakterilerde RNA sentezini etkileyerek üremelerini ve yenilenmelerini engeller. Adaçayında bulunan bir diğer önemli esansiyel yağ ise sineoldür. Cineole bir öksürük ilacıdır. Kısacası adaçayı hem doğal bir antibiyotik hem de doğal bir öksürük kesicidir.

Ayrıca adaçayının içindeki antibiyotik özelliği taşıyan etken maddeler suda çözünebilen maddelerdir. Suda çözünebilme özelliğinden dolayı alkol tentürleri yapmadan doğrudan sıcak suda demleme imkanı sunarlar. Çoğu gargaranın biraz alkolle yapılması gerekir. Pek çok bitkide bulunan doğal antibiyotik özelliği taşıyan etken madde suda çözünmediği için su ile hazırlandığında herhangi bir etki gösteremez. Adaçayının içerdiği doğal antibiyotikler suda çok çözünür olduğundan, sadece sıcak suda demleyerek özellikle çocuklarınız için gargara olarak hazırlamanıza olanak tanır.

Burada vurgulamak istediğim nokta ülkemizde otuzun üzerinde bilinen adaçayı çeşidinin bulunduğudur. Çoğu vahşi. Bazı yabani adaçayı türlerinin gargaraları istenildiği kadar etkili olmayabilir. Bu nedenle piyasadan adaçayı alırken yabani adaçayı almamaya dikkat edin. Bu konuda emin değilseniz, bazı büyük süpermarketlerde bulunan çeşitli üreticilerin paketlenmiş adaçayını kullanabilirsiniz.

Yaptınız mı? biliyor musunuz ?
Adaçayı tarih boyunca pestisit olarak kullanılmıştır. Adaçayı parazit kovucu olduğundan parazitler ve böcekler adaçayına yaklaşamaz. Bu nedenle eski çağlarda ve sonraki yüzyıllarda adaçayının yaprak ve sapları sebze ve tahıl yetiştirilen alanlara pestisit olarak saçılmıştır.

bademcik iltihabı (bademcik iltihabı)
Bademcikler olarak da bilinen bademciklerin bakterilerin ve daha nadiren virüslerin neden olduğu iltihaplanmasına bademcik iltihabı denir. En yaygın semptom, yutkunma sırasında kulak ağrısıyla karıştırılan şiddetli ağrıdır. Küçük çocuklarda bu ağrı, yemek yemeyi reddetmeyle kendini gösterir. Ağrının yanı sıra yüksek ateş, yorgunluk, baş ağrısı ve kusma da sık görülen semptomlardır.

Bademcik iltihabı olan kişiler sabah kalktığında ağız kokusu oldukça güçlüdür. Dişlerinizi fırçaladıktan sonra koku biraz hafifler ve kahvaltıdan sonra tamamen kaybolur. Gün boyu ağız kokusu yaşanmaz. Çünkü gece oluşan iltihap, sabah kahvaltısında yenen yiyecekler yoluyla bulaşır. Ancak gece uyuduğunuzda iltihap yeniden başlar.

Her gün ağzınızı temizledikten sonra gargara yapmak güçlü bir yöntemdir. ağızdaki bakterilere ve ağız kokusuna karşı inhibitördür. Tipik olarak adaçayı gargarası hazırlamalı ve lavabonuzdan uzak tutmalısınız. Hazırlanan adaçayı gargarasını üç gün boyunca bozulmadan lavabonuzun rafında bırakabilirsiniz.

Bazı durumlarda bademcik iltihabı ve/ veya boğaz ağrısı kronikleşir. Kronik bademcik iltihabı veya kronik boğaz ağrıları için adaçayı yeterli değildir. Kronik bademcik veya kronik farenjit hastalıklarına karşı ebegümeci bitkisi hakkında daha fazla bilgi edinin.

Dikkat
Boğaz ağrısı ve bademcik problemi yaşıyorsanız tedavileri kullanırken sigara ve asitli içeceklerden (kola, limonata, maden suyu gibi) uzak durmalısınız. Aynı zamanda diş ve ağız temizliğine de dikkat edilmelidir. Yemeklerden sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayın. Dişlerinizi fırçaladıktan sonra mutlaka uygulamalarda belirtilen gargaraları kullanın.

Bu noktada bir noktayı açıklamak istiyorum. Okul çağında çocuğu olan ebeveynlerin dikkat etmesi gerekir. Çocukluk çağında boğaz iltihabı (farenjit), ebeveynler tarafından sıklıkla göz ardı edilen yaygın bir hastalıktır. Size basit bir durum gibi görünen boğaz ağrısının ciddi sonuçlar doğurabileceğini unutmayın ve mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Akut romatizmal ateş (ARA)
Akut romatizmal ateş (ARA), ?beta mikrobu? A grubu beta-hemolitik streptokok veya kızıl hastalığının neden olduğu farenjitten birkaç hafta sonra ortaya çıkan, yine aynı mikroorganizmanın neden olduğu inflamatuar bir hastalıktır. Okul çağındaki çocuklarda sık görülür. Yüz kişiden yaklaşık dördünde streptokok enfeksiyonu sonrasında akut romatizmal ateş (ARA) gelişir. Her farenjitten sonra ARA gelişir diye bir kural yoktur. Ancak ARA'nın ciddi kalp hasarına neden olma riski nedeniyle, basit gibi görünen boğaz ağrılarına karşı dikkatli olunmalıdır.

Diğerlerinden farklı olarak organ hasarı Kalp iltihabı kalıcı hasara neden olabilir. Endokardiyum adı verilen kalp dokusu kalbin içini ve kalp kapakçıklarını kaplar. Kalp kapakçıklarındaki lezyonlar iyileştikçe kalp kapakçıkları kalınlaşır, birbirine yapışır ve küçülür. Sonuç kapak stenozu ve/veya yetersizliğidir. Romatizmal ateş, kalp kapak hastalıklarının en sık nedenidir. Romatizmal kalp hastalığı, hastalıktan yaklaşık on ila on beş yıl sonra ortaya çıkabilir. Bu nedenle okul çağındaki çocuklarınızın boğaz ağrısını veya boğaz ağrısını ihmal etmeyin ve doktora başvursunlar.

Adaçayı bir çaydır ülkemizde de son yıllarda yaygın olarak tüketilmektedir. Ancak hamilelerin hamileliklerinin ilk üç ayında adaçayı dikkatli kullanmaları gerekmektedir. Eğer düşük yapma riski varsa adaçayından kesinlikle uzak durmalısınız. Adaçayı yaprakları düşük yapma riskini artıran dört madde içerir. Bu maddelerin adları aşağıdaki tabloda listelenmiştir. Hamilelerin doktorlarına danışmadan ilaç kullanması ve bitkisel tedavi yöntemlerini bağımsız olarak seçmesi yanlıştır.

Sevgili okuyucu, hamileliğin ilk üç ayı çok önemlidir. Bilmediğiniz ilaç ve bitkisel tedavileri doktorunuza danışmadan kullanmayınız. Ülkemizde bitkisel ilaçların hiçbir yan etkisinin olmadığı yaygın bir inanıştır. Bu görüş yanlıştır. Alışılmadık ve yabancı bitkileri kullanmadan önce mutlaka alanında bilgili kişi veya kuruluşlara danışın. Türkiye'de pek çok bitki bölgeye göre farklı isimlere sahip olduğundan, genellikle istediğiniz doğru bitkiyi bulmak ya da satın aldığınız bitkinin doğru bitki olduğundan emin olmak zordur.

Kekikteki beta-bisabolen ve biberiyedeki oleanolik asit de düşük yapma riskini artıran aktif maddelerdir.

Bademcik iltihabı ve boğaz enfeksiyonlarına karşı korur

Bir poşet adaçayı veya bir çay kaşığı taze adaçayı yaklaşık bir adettir Bir bardak suyu ağzınız kapalı olarak on dakika kadar demleyin. Günde iki ila üç kez gargara yapın.
Ayrıca bir ay boyunca her gün bir bardak adaçayı içilir. Demleme süresi bittikten sonra bitkiyi suda bırakmayın, süzüp ayırın. Hazırlanan gargara banyo dolabınızda kırk sekiz saat bozulmadan kalabilir.



DOĞRU KULLANIMI!

Yapacağınız en önemli şey Tüm bu ilaçların kullanımına dikkat edin Olması gereken: bitkinin raf ömrüdür. İkinci sebep ise bitkinin doğru zamanda toplanmış olmasıdır. Üçüncü nokta bitkinin nasıl kurutulduğudur. Her bitkinin özelliğine göre uygun şartlarda kurutulması gerekmektedir. Bazı bitkilerin gölgede, bazılarının güneşte, bazılarının ise karanlıkta dikilmesi gerekir. En önemlisi kullandığınız bitkinin kesinlikle doğru tür olması. Doğru bitki türü olmadığı takdirde tedavinin etkisi önemli ölçüde azalacaktır.

Not: Doktorunuz reçete ederse ilaçları mutlaka kullanmalısınız. Buradaki uygulamayı destekçi olarak kullanın. Öncelikle kullanmak istediğiniz bitkiye alerjiniz olup olmadığını bilmeniz gerekir. Bu konuda doktorunuzun görüşünü alın. Şikayetiniz ne olursa olsun doktora gitmeden ve teşhis koymadan burada yer alan bilgilerle kendi kendinize ilaç tedavisine kalkışmayın.